Süt dişleri, çocuklarda daimi dişlerin sürmesine rehberlik eden dişlerdir. Erken kayıpları sonucu çenede yer darlığına sebep olup daimi dişlerin sürememesine ya da uygun olmayan pozisyonda ağzı içinde konumlanmasına neden olurlar. Erken çekim söz konusu olduğunda alttan sürecek daimi dişin uygun pozisyonda sürebilmesi için yer tutucu yapmak gerekir. Süt dişlerinin erken kaybı sonucu fonksiyon kaybı da olur.
Karışık dişlenme döneminde yani süt dişlerinin yoğun bir şekilde yerlerini daimi dişlere bıraktığı süreç içerisinde; düşmeye yakın olan süt dişleri ve yeni sürmekte olan daimi dişler çürümeye daha yatkındır. Bu nedenle çocuğun hijyen sağlayışı mutlaka kontrol edilmeli, gerekirse anne veya baba tarafından dişinin fırçalanması sağlanmalıdır.
Çürüyen süt dişleri düşmesine yakın bir dönemde değil ise mutlaka tedavi edilip, hem alttan gelecek olan daimi dişlere rehberlik sağlar, hem doğal yer tutucu görevini görür, hem de çiğneme fonksiyonunda kayıp oluşmamış olur.
Süt dişleri de tıpkı kalıcı dişlerde olduğu gibi tedavi edilmelidir. "Nasıl olsa değişecek!" düşüncesiyle bu dişlerin çekilmesi pek çok problemlere neden olur. Süt dişlerinin önemini şöyle açıklayabiliriz;
Bu nedenlerden dolayı süt dişleri de daimi dişlerde olduğu gibi tedavi edilmelidir.
Çocuğunuzda henüz çürük ve ağrı olmadan diş hekimiyle tanışıp rutin sohbet ve kontrol ziyaretlerinde bulunulması, toplumdaki diş hekimi korkusunun çocuklara geçmesinin önlenmesi bakımından büyük önem taşır.
3)” Doktor iğne yapmayacak " diye ön yargı ile getirilen çocuğa hekim anestezi yapmak zorunda kalırsa, çocuğun hem size hem de hekime güveni kalmaz. Bu nedenle çocuğu tedavi konusunda doğru bilgilendirmek, korkusunu yenmek ve güvenini kazanmak açısından önemli olacaktır.
1) Diş hekimi ile çocuğun iyi bir diyalog kurması, çocuğun korkusunu yenmesine yardımcı bir faktördür. Bunun için diş hekiminin sorduğu sorulara çocuğun kendisinin cevap vermesine izin verin.
2) Bu şartlarda hekim, çocuğa dürüstçe yapılacakları anlatıp, çocuğun istemediği bir işlemi yapmayacak, gerçekleşen tedavi hasta-hekim işbirliğiyle yapılacak, böylece güven tesis edilecektir.
Bu sebepten dolayı çocuğa ilk geldiği gün bir işlem yapmaktansa, iyi ilişkiler kurarak sonraki seansa bırakmak daha uygun olacaktır.
Genel olarak bebeklerde ilk dişler 6 aylıkken sürmeye başlar. Ancak bebeğin kendisine bağlı birtakım faktörlerin etkisiyle gecikmeler olabilmektedir. Bir yaşına kadar gecikmeler normal kabul edilir. Bebeğiniz 1 yaşına bastığı halde ağzında dişi yoksa nedeninin araştırılması açısından bir diş hekimine götürmek gerekir.
Çocuklarda diş çıkarmadan bir iki gün önce huysuzluk, iştahsızlık, dişetlerinde kaşıntı, salya miktarında artış olabilir. Dişin çıkacağı bölgede dişeti kabarmıştır. Bütün bu şikâyetler dişlerin çıkması ile kaybolur. Bu şikâyetlerin tümünü giderecek bir ilaç yoktur. Çocuğu rahatlatmak amacıyla yemeklerden önce uygulanmak üzere eczanelerde satılan pomatlardan yararlanılabilir.
Eskiden diş sürme çağına gelen çocuğun her şikâyeti diş çıkarmaya bağlanırdı. Her ne kadar diş sürmesi genel sağlık üzerinde bazı etkiler gösteriyorsa da havale, ishal, bronşit gibi hastalıkların nedeni artık diş sürmesine bağlanmıyor. Çocuğungenel durumundaki bozukluktan diş sürmesini sorumlu tutabilmek için başka bütün nedenlerin araştırılması gerekir. Bu nedenle böyle bir problemle karşılaşıldığında bir çocuk hekimine danışmayı ihmal etmemek gerekir.
24 -30 aylar arasında süt dişlerinin sürmesi tamamlanır. Süt dişleri tamamlanmış bir çocukta her bir çenede 10 adet olmak üzere toplam 20 adet diş bulunur.
6 yaşında süt azıların arkasından "6 yaş dişleri" dediğimiz daimi dişler sürmeye başlar. Bu dişler alt ve üst çenede sağlı sollu ikişer tane olmak üzere toplam dört tanedir. Genellikle süt dişi zannedildikleri için çürüdüklerinde tedavi edilmeyip çekilirler. Hâlbuki diş sistemi için çok önemli olan bu dişlerin çekilmesi dişlerde tedavisi çok zor olan çapraşıklıklara neden olur.
7–11 yaşlar arasında süt dişleri sallanır ve alttan gelen kalıcı dişler onların yerini alır.
12 yaşında 6 yaş dişlerinin arkasından 2. daimi büyük azılar çıkar. 6 yaş dişleri gibi bunlar da bir süt dişinin yerine sürmeyen dişlerdendir.
Bazen bebekler dişli doğabilir ya da doğumdan hemen sonra bebeklerde diş sürebilir. Bu dişler genellikle sallanan dişlerdir ve bebek yutabilir ya da nefes borusuna kaçabilir düşüncesiyle çekimi gerekir. Yaratacağıbir diğer problem de beslenme sırasında annenin göğüs ucunun tahriş olmasıdır. Böyle bir durumda bir diş hekiminin müdahalesi gerekir.
Anne rahminde iken içgüdüsel olarak başlayan bu alışkanlık 3-4 yaşına kadar herhangi psikolojik ve patolojik etken olmaksızın görülür. Bu durum beslenme isteğinden ziyade uyku ile yakın bağlantısı olan bir alışkanlıktır (Ritvel alışkanlığı) . Fakat ; “Bebek beslenme bittikten sonra parmağını emerse ve faaliyeti beslenme süreleri arasında uzun süre emerse, emme arzusunun yeterince doyurulmadığı düşünülmeli bu durumu giderici tedbirlerin neler olabileceği üzerinde durmak gerekir”.(S. Gider 1996). 3 yaşına kadar bu alışkanlıktan vazgeçirmeye çalışmak çocuk tarafından dirençle karşılanır. Diş çıkarma dönemleri, utanma- korkma gibi duygular yine çocuğu parmak emmeye yönlendirebilir.
Genelde 4 yaşını dolduran çocuklarda bu alışkanlığı bırakmış olmaları beklenmektedir. %-6 yaşına kadar devam eden olgularda sıkıntı daha az olmakla birlikte ileri döneme taşınan bu alışkanlık damak gelişimindeki deformasyona (V şeklinde damak) bağlı olarak dişlerin diziliminde farklılık oluşturacaktır. 4 yaşından sonra devam etmesi durumunda altında yatan psikolojik neden araştırılmalıdır.
Parmak emmenin süresi ve parmağın ağızda kalma zamanına göre etkinin miktarı da değişmektedir. Gelişmekte olan kas ve kemik üzerindeki etkisi ile dişlerin pozisyonlarında değişikliğe neden olarak üst ön dişlerin öne ve alt ön dişlerin geriye doğru pozisyon aldığı görülür, böylece ön açık kapanış meydana gelir. 3,5 yaşından sonraki durumdaki kalıcılık artmaya başlar.
Bu alışkanlıktan vazgeçirmek için oldukça sabırlı davranmak gerekir. Bu durumun hoş olmadığının ve bu davranışın artık uygun olmadığı çocuğun anlayacağı dil ile ifade edilmelidir. Sürekli konunun açılması ve eleştiri yapmak ters etki yapacaktır. Bu alışkanlığa misal yeni doğan kardeşine yönelen ilgiyi tekrar kendi üstüne çekmek için başvurabilir. Çocuğunuzu oluşabilecek köklü değişikliklere önceden hazırlamak gerekir. Önemli olan olumlu tepki verdiği etkenleri göz önünde bulundurarak bu alışkanlıktan rencide olmadan kurtulmasını sağlamaktır. Çocuğa meşguliyetler sağlamak bu alışkanlığın önüne geçilmesini sağlayabilir. Aynı zamanda anne baba olarak çocuğunuzla iletişim kurmanız oldukça önem kazanmaktadır. Çocuklar korkutularak bu alışkanlıktan kurtulamazlar. Ödüllendirme yöntemine de gidilmesi faydalı olabilir. Öncelikle çocuk kendi iradesi ile bu alışkanlıktan kurtulmak isterse bunu başarabileceğini unutmamak gerekmektedir.
Parmak emmeye başlayan veya bunu alışkanlık haline getirmiş çocuklara bu alışkanlıkları terk etmeleri için uygun olmayan tedbirlerin, cezaların uygulanması sonucu birçok uyum ve duyusal problemlerin ortaya çıkmasının nedeni olabilir. Basit bir alışkanlığı terk ettirmek için uygulanan metotlar durumla ilgisi olmayan yeni ve kronik bazı uyum bozukluklarına sebep olabilir. (D. Çağlar-1981)
Belki çocuk parmak emme veya lastik meme emmeden özel bir haz duyabilir. Bu hiçbir zaman zararlı bir alışkanlık değildir. Normal davranışlar ve ilişkiler yoluyla bu alışkanlık 1 yaşının sonunda terk edilebilir.(D. Çağlar-1981)
Çocuğun erken memeden kesilmesinin karamsar ve sadist, geç memeden kesilmesininse güvenli ve iyimser bir kişilik geliştirdiği açıklanmıştır.(H. Yavuzer-1997)
Ayrıca son söz olarak, bebeğin ayına uygun büyüklükte ve diş gelişimin bozmayacak formda emzikler kullanılmalıdır. Kauçuk emzikler daha ziyade dişler çıkmadan önce tercih edilmelidir. Yumuşak olduklarından dişlerini tamamlamış bebeklerde yırtılıp bozulurlar. Kauçuk emzikler daha sık yenilenmelidir.
Fluor tableti kullanımı tartışmalıdır. Çocuk doktorları bunu kolaylıkla yazarken bir diş hekimi gerçekten bu sistemik uygulamaya gerek var mı diye düşünür. Çünkü içilen suda yediği yiyeceklerde hatta mamasında fluor var iken bunun gerçekten yetersiz olması durumunda bu tablet önerilebilir.
Çünkü fazla kullanımı fluorosis dediğimiz diş minesinde koyu kahve renklenmeye neden olur.
Sonuç olarak flourun hap olarak yutulması değil, diş macunuyla, yani diş yüzeyine doğrudan uygulanması daha iyi sonuç verecektir.